Türkiye'de Tiyatro Üzerine Yayıncılık Yapmak...

Özlem Şan, Tülay Akyol
Mitos Boyut Yayınlarından Mehmet Fatih Ölekli ile Türkiye'de tiyatro yayıncılığı üzerine konuştuk.

Mitos Boyut, Türkiye’de tiyatro alanında uzmanlaşmış tek yayınevi. Sadece tiyatro üzerine yayın yapmak yayıncılık açısından ne gibi avantajlar ya da dezavantajlar sağlıyor?

Bizim dışımızda tiyatro kitapları yayınlayan çok az yayınevi var. Bu yayınevleri de sadece çok tanınan yazarların teorik kitaplarını ya da oyunlarını basıyorlar. Biz yayınevi olarak dünyada benzeri bir adet olan  (İngiltere - French Yayınevi) bir yayıncılık örneği gerçekleştirdik. Bugüne kadar 540 adet oyun kitabı  (yaklaşık 1200 oyun) ve 126 adet kuramsal kitabı yayınladık. Bunun bize avantajı, tiyatro öğrencilerinin ya da tiyatro ile uğraşanların ilk başvurduğu yer olması.  Dezavantajı
yayınevlerinin yaşamlarının sürmesine çok önemli yararı olan ''Best Seller” denen çok satan kitabımızın olmaması.      


Okuyucu kitlenizi tahlil etseniz çoğunluk olarak nasıl bir kesimden oluştuğunu söylersiniz? Bir şekilde tiyatronun içinde bulunmuş, daha profesyonel sayılabilecek bir kitle mi oyun okuyor? Sıradan edebiyat okuruna sizce ne kadar ulaşabiliyorsunuz?

 

Bizim okuyucu kitlemizin büyük çoğunluğunu üniversitelerin konservatuar, dramaturgi ve yazarlık bölümünde okuyan öğrenciler oluşturuyor. Bir de son zamanlarda yaygınlaşan oyunculuk eğitimi veren özel kurslar var. Burada bulunan öğrenciler de potansiyel okuyucularımız oluyor. Bu öğrenciler maalesef sadece hocalarının önerdiği ders kitaplarını alıyor. Yayınevimizden de satış yaptığımız için okuyucu kitlesi ile sürekli iç içeyiz. Böylece okuyucu kitlemiz hakkında fazlaca bilgi sahibi olabiliyoruz. Öğrencilerin ders olarak verilen kitap dışında başka yazarların eserlerini almamasını anlıyoruz. Çünkü çoğunun maddi gücü buna yetmiyor. Ama  profesyonel olmuş oyuncuların, tiyatro adamlarının kitap okumamasını anlayamıyoruz. Sadece bir tiyatro gösterisi hazırlama ihtiyacı doğunca kataloğa bakıp oyuncu sayısına göre metin seçmeleri ve sadece kendilerinin oynayabileceği bir metin almaları diğer metinlerin yüzlerine bakmamaları bizi üzüyor.
Doktor, mühendis, avukat gibi meslek sahipleri nasıl sürekli okumak ve kendini geliştirmek zorunda ise, bir tiyatrocunun da mümkün olduğunca kitaplara ilgi göstermesi ve okuması gerektiğini düşünüyoruz.
Normal edebiyat okurları arasında tiyatro kitabı okuyanların sayısının ülkemizde çok az, hemen hemen hiç olmadığı kanısındayız.

 

Bu bağlamda oyun okurunun artması için bir çabanız var mı? Örneğin bir edebiyat ya da sanat dergisinde pek çok türe rastlamak mümkün fakat bir tiyatro metni görmek oldukça zor. Bunu tiyatronun görsel-işitsel bir sanat olduğu görüşüyle algılanmasına bağlayabilir miyiz? Bu algının kırılması gerektiğini düşünüyor musunuz? Yani bir tiyatro metni okuma alışkanlığı sizce teşvik edilebilir mi?

Okuyucu sayımızın artması, tiyatro sahnelerinin mümkün olduğu kadar çoğalmasına bağlı. Var olan sahnelerin kapanmasına değil tabii ki.  Bu sayede yeni yetişen öğrenciler daha kolay iş imkânı bulur. Amatör tiyatro gruplarının desteklenmesi gerekiyor ayrıca. Edebiyat dergilerinde, gazetelerin kültür sanat eklerinde yeterince tiyatro metinleri incelemesinin olmaması tiyatro kitaplarının çok az satmasından kaynaklanıyor. İnsanların tiyatro metinlerini okuması için hep şunu söylüyoruz; Gitmek istediğiniz bir oyunun önce metnini okuyun, sonra oyuna gidin. Sizin hayal ettiğiniz, kurguladığınız elinizdeki metin ile sahnelenen oyun metni arasındaki farklılıkları veya benzerlikleri tespit edin. Bir yönetmenin, dramaturgun, dekorcunun çalışmalarındaki ve oyuncuların o karakterleri sahneye yansıtmadaki yaratıcılıklarının boyutlarını yakalayın. Bu zevki tadan okuyucu/seyirci zaten artık potansiyel bir tiyatro okuyucusu olmuş demektir.

 

Çeviri için yabancı oyunlardan tercih yaparken bu keşif süreci neye bağlı olarak ilerliyor? Dünyanın başka yerlerinde tiyatronun nasıl bir değişime uğradığını, neler olup bittiğini ve güncel olanı neye göre takip ediyorsunuz?

Bizim tek başımıza böyle bir keşif süreci oluşturmamız imkânsız. İşte burada devreye çevirmenlerimiz ve tiyatro ile uğraşan hocalarımız giriyor. Onlar bize projeleriyle geliyorlar ve biz de değerlendirmeye alıyoruz. Yurt dışını çok iyi takip eden, hatta orada yaşayan yazarlarımız var. Bu da bize büyük bir kolaylık sağlıyor.

 

Her yıl oyun yazma yarışması düzenliyorsunuz. Gelen tüm metinleri gözden geçirdiğinizde genç yazarlarda hangi yönelimleri görüyorsunuz? Daha çok hangi konulara eğilim var?

Bu yıl 6. Oyun Yazma Yarışmamızı düzenledik. Diğer yıllara oranla katılım çok fazla oldu. Bunu, daha önceki yarışmaları kazanan birçok eserin tiyatro sahnesi ile buluşmasına bağlıyoruz. Yarışmaya gelen oyunları incelediğimizde daha çok kadın-erkek çatışması üzerine kurulu komedi oyunları göze çarpıyor. Genç nesil yazarlar daha çok komedi ağırlıklı oyunlar yazmaya yöneldiler. Bunda sanıyoruz popüler kültürün büyük etkisi bulunuyor.  Ayrıca genç yazarlarda absüd oyun yazma eğiliminin de fazla olduğunu görüyoruz. Yazılması kolay gibi algılanan bu türün ustalık isteyen bir tür olduğunu sanırız yazarlıkta ustalaştıkça kabul edeceklerdir.

Günümüz dizi kültürünün, yazılan oyunlar üzerinde etkisi olduğunu düşünüyor musunuz?

Yazılan her oyun bir şekilde insanın gördükleri, duydukları ve okuduklarıyla düşünce ve duygularının karışımıyla ortaya çıkıyor. Genç neslin bu kültürden etkilenmemesi imkânsız gibi görünüyor. Zaten yarışmaya gelen bazı oyunlardan bu anlaşılıyor.

  
Mitos başka alanlarda yayın yapmayı düşünüyor mu?

Yayınevimiz sadece tiyatro alanında yayın politikasını sürdürmeye devam edecek. Diğer yayıncılık faaliyetlerine girebilmemiz için yeni ve birikimli bir kadro ile finansman gerekiyor. Şu an içinde bulunduğumuz koşullar bunu sağlamaya uygun görünmüyor. 

Son olarak, yayınevinizde oyununu yayınlatmak isteyen genç oyun yazarlarımıza tavsiyeleriniz nelerdir?

Bizim yayınevimizin en büyük amaçlarından biri de yeni ve genç yazarların eserlerini Türk tiyatrosuna armağan etmek. Bunun için gücümüzü sona kadar kullanıyoruz. Bizi burada zorlayan unsur, çok fazla sayıda başvuru olması ve bu talebe yeterli ölçüde cevap veremiyor olmamız. Zaten bu talep yoğunluğunu göz önüne alarak Oyun Yazma Yarışması düzenledik. Yarışmayı kazanan üç oyun, bir kitapta toplanarak yayımlanacak.
Bunun dışında yayınevimize başvuran yazarlar için oyunlarını mümkün olduğunca değerlendirmeye çalışıyoruz. Bizim tavsiyemiz yazdıkları oyunları ayrıca Devlet Tiyatroları ve Şehir Tiyatroları repertuarlarına sunmaları.