Bir Tiyatro Şöleni: İstanbul Efendisi

Nilay Uslu
Müzikal bir tiyatro eseri olan İstanbul Efendisi hem oyunculuklar hem de seslerle benzersiz bir deneyim yaşatıyor. Bu tiyatro yine İBB Tiyatrolarınca oynanan Şark Dişçisi ve Tarla Kuşuydu Juliet oyunlarıyla üçleme gibi düşünülebilir. Tarla Kuşuydu Juliet’i izleme fırsatı bulamadım, Şark Dişçisi de güzel bir oyun olmasına rağmen İstanbul Efendisi’nin eksiksizliğini taşımıyordu.

Şimdiden bir tiyatro efsanesine dönüşmüş olan İstanbul Efendisi, her gösteriminde sahneyi hınca hınç dolduruyor. Öyle ki ön sıralardan yer bulmak neredeyse imkânsız.  Oyunu ikinci kez izledim ama yine arka sıralardan. O yüzden fotoğraflarda gördüğüm mükemmel makyajlar ve mimikleri kaçırdım. Ama salonun ne kadar uzağında olursanız olun bu tiyatro şöleninden, büyülü üç saatten mahrum kalmıyorsunuz.

Müzikal bir tiyatro eseri olan İstanbul Efendisi hem oyunculuklar hem de seslerle benzersiz bir deneyim yaşatıyor. Bu tiyatro yine İBB Tiyatrolarınca oynanan Şark Dişçisi ve Tarla Kuşuydu Juliet oyunlarıyla üçleme gibi düşünülebilir. Tarla Kuşuydu Juliet’i izleme fırsatı bulamadım, Şark Dişçisi de güzel bir oyun olmasına rağmen İstanbul Efendisi’nin eksiksizliğini taşımıyordu.

Öncelikle oyun hakkında bilgi verelim. Oyunun yazarı Musahipzade Celâl. Eski zamanlarda geçen nostaljik bir oyun bizi bekliyor, elbette usta oyuncuların güncel göndermeleriyle. Yöneten Engin Alkan. Yeni sezonda oyuncularda birkaç değişiklik olmuş ama oyunun kalitesi aynen devam ediyor. Oyuncular arasında Tankut Yıldız, Zafer Kırşan, Volkan Ayhan, Hüseyin Tuncel, Emre Şen, Edip Tepeli, Emrah Özertem, Tuğrul Arsever, Cihan Kurtaran, Serkan Bacak, Murat Üzen, Hamit Erentürk, Berna Adıgüzel, Zeynep Ceren Gedikali, Derya Çetinel, Selin Türkmen, Özge Midilli, Reyhan Karasu, Çiğdem Gürel ve Senem Oluz isimleri yer alıyor.

Lale Devri sonrası İstanbul’da geçen oyunda, kızına münasip bir kısmet arayan Savleti Efendi, nam-ı diğer İstanbul Efendisi, batıl inançlardan medet umar ama hafif akıllı oğlu İrfan’ın da katkılarıyla işler sarpa sarar. Bu sırada gerçek aşığına kavuşmak isteyen Esma ve azat edilip kavuşmak isteyen Dilâver ve Dilâram, köle tüccarı Çengi Afet’in desteğini alarak bir plan yaparlar. Tahmin edebileceğiniz üzere birtakım aksaklıklar olsa da sonunda âşıklar kavuşur. Oyunun çok derin bir konusu yok ama oyunculuklar ve müziklerle başyapıt haline geliyor. Bu arada not edelim; “İstanbul efendisi” günümüzdeki gibi ağırbaşlı, saygıdeğer İstanbullu anlamında değil Osmanlıda hâkim, belediye başkanı ve bazen valinin yetkileri toplamını bünyesinde bulunduran “kadı” anlamında. Oyunda da İstanbul Efendisi herkesin önünde el pençe divan durduğu bir karakter.

Bütün roller birbirinden başarılı. Özellikle İstanbul Efendisi rolündeki Tankut Yıldız müthiş hoca tiplemesi, arada seyircilere ve rol arkadaşlarına pas atması, zaman zaman Bülent Ersoy’u andıran vurgularıyla harika. Bu sezon Edip Tepeli tarafından canlandırılan oğul İrfan da en başarılı ve en fazla kahkaha attıran tiplemelerden. “Efendi baaama söylersem” repliği günlerce akılda yer ediyor. On iki burcu bile ezberleyemeyecek kadar hafif aklı, en başta efendi baaasını çileden çıkarıyor. Köle tüccarı Çengi Afet de adı üstünde kıvrak bir dilber ve köle kızlarını beylere, paşalara layık bir şekilde yetiştirmekte kararlı. Bir de Fidan var. Adı tek kelime, kendi söyleyebildikleri birkaç kelime. Oyun sırasında sempatik hal ve hareketlerine gülerken bir ara sahneye çıkıyor ve “Gamzedeyim Devam Bulamam”la kulaklarınızın pasını siliyor. Beklemediğiniz anda, tokat gibi.

Oyun boyunca bu parça gibi pek çok parça size, yer yer fasılları andıran müzik ziyafeti sunuyor. Bazılarıysa özel veya modern koreografileriyle dikkat çekiyor. İlk perdenin sonundaki “Bu Akşam Gün Batarken Gel” yepyeni bir düzenlemeyle, koro halinde ve fısıltıyla söyleniyor. İrfan’ın söylediği “Olur Benli Olmaz Benli” hem eğlenceli hem de karakter için biçilmiş kaftan. “Çile Bülbülüm” kurallara uymayan esnafın falakaya yatırıldığı sırada söyleniyor ve “çileeeee” uzarken her bir esnaf sırayla ses veriyor. Bu, parçanın en keyifli düzenlemelerinden biri olmuş. (Seyirci elbette “Allah” diye eşlik ediyor.)

İstanbul Efendisi, tekrar tekrar izlemeye doyamayacağınız bir tiyatro oyunu. Burada anlatmakla heyecanından bir şey kaybetmedi, inanın. Bizzat, canlı canlı izlemenin keyfini de başka hiçbir şeyden alamayacaksınız. Sezon zamanı biletleri kollamanızda fayda var… Günün birinde, umarım bu oyunu en ön sıradan izleyebilirim…