‘’Çocuk… Ona hep kendisinin adam ufağı olduğu benimsetilmiştir. Oysa çok iyi bilmeliyiz ki o, beğenisiyle, iç dünyasıyla, diliyle kendine özgü bir yaratıktır. ‘’ der Ferdi Merter. Çocuk tiyatrosu, büyükler için yazılmış oyunların çocuklara uyarlanmasından, bir olayın basit bir dille sergilenmesinden ibaret değildir. Ne yazık ki Türkiye’de sahnelenen çoğu oyunda bu bakış açısı hakim.
Türkiye’deki tiyatro salonlarını dünya ile karşılaştırıyoruz, nüfus ile tiyatroya gitme sıklığını oranlıyoruz, devlet tiyatroları-özel tiyatrolar diye sıralıyoruz, ödenek sorununu çözmeye çalışıyoruz, amatör tiyatroların geliştiğini ve onların tiyatroya olan ilgiyi arttıracağını temenni ediyoruz ama ne yaparsak yapalım üzülerek anlıyoruz ki Türkiye’de tiyatro seyreden çok küçük bir grup var. Öncelikle bu gerçekliği kabul edip nedenlerini sormamız gerekmektedir. Bu gerçekliğin en büyük nedenlerinden biri, çoğu çocuk tiyatrosunun hem metin olarak hem de performans yani sergileme olarak belirli bir yetkinliğe maalesef ki ulaşamamış olmasıdır. Yani öncelikle çocuklara tiyatroya gitme alışkanlığını kazandıramıyoruz ki büyüdüklerinde neden tiyatroya gitmediklerini soralım.
‘’Çocuk… Ona hep kendisinin adam ufağı olduğu benimsetilmiştir. Oysa çok iyi bilmeliyiz ki o, beğenisiyle, iç dünyasıyla, diliyle kendine özgü bir yaratıktır. ‘’ der Ferdi Merter. Çocuk tiyatrosu, büyükler için yazılmış oyunların çocuklara uyarlanmasından, bir olayın basit bir dille sergilenmesinden ibaret değildir. Ne yazık ki Türkiye’de sahnelenen çoğu oyunda bu bakış açısı hakim. Tabi ki burada çocuk tiyatrosunun çok iyi örnekleri olduğunu da söylemeden geçemeyiz. Ancak bu iyi örneklerin genele yayılamadığını üzülerek belirtmekteyiz. Özellikle de büyük şehirlerin dışında çocuk tiyatrosunun iyi örneklerine rastlamanın çok zor olduğunu söyleyebiliriz. Çoğu oyun ticari amaç ile sergilenmektedir ve ne yazık ki ‘’nasıl olsa çocuk, iki şarkı söyleriz eğlenir ‘’ gibi bir sığ bakış ile sergilenmektedir. Çocuk tiyatrosundaki yetkin olmayan örneklerin bir çoğunun en büyük nedeni velilerin bu konuda araştırmaması, iyi sanatın çocuklara vereceği hazzı, farklı bakış açısını, çok boyutlu düşünmeyi göz ardı etmesidir. Oyunu sergileyen tiyatrolar ticari amaç ile yola çıkmış olabilir ancak bu durumu velilerin dikkatli seçimi düzeltebilir. En azından soru işareti yaratıp sorgulanmasını sağlayabilir.
‘’Çocuk tiyatrosunun başlıca amacı; canlandırılan olayı değişik yönleriyle görüp, eleştirici bakış açısı vererek, çözüm yolları düşündürmektir. Çocuklarda yaratıcı yetilerin ortaya çıkmasında olsun sanatsal ve zihinsel yetilerin gelişmesinde olsun etken olmak çocuk tiyatrosunun amaçlarındandır. Tiyatro çocukların eğitilmeleri yönünden amaç değil, araç olarak kullanılmalıdır. Bireysellik yerine ortaklaşa hareket etmenin ortak yararlarını çocuklara tiyatro yoluyla aşılamak oldukça önemlidir. ‘’1
Çocukların büyülü dünyasını anlamak, bu dünyayı geliştirmek aynı zamanda da büyüklerin dünyasındaki gerçekleri çocuklara anlatmak çocuk tiyatrosunun olması gerekenlerindendir. Ne yazık bu içerik çoğu zaman çocuk oyunlarında harmanlanamamaktadır. Ya çocuğa çok fazla didaktik içerik aktarılmaya çalışılmaktadır ya da hareket ve müzik ağır basıp ders çıkarıcı özellik unutulmaktadır. Bu durumun en önemli nedenlerinden biri çocuklar için yazılan oyunların azlığıdır ve bu oyunlarda dramaturg ya da çocuk dramaturglarının çoğu zaman yer almamasıdır. Çocuk tiyatrosu, büyükler için yapılan tiyatrodan daha ‘’basit‘’ bir uğraş değildir. Hatta daha ‘’zor’’ dur . Çünkü amacınız ve misyonunuz vardır. Bunları çocuğa aktarmanız ama dikta etmemeniz gerekmektedir, aynı zamanda sizi seyredenlerin farklı yaşlardaki çocuklar olduğunu düşündüğünüzde onların ilgisini çekmek ve uzun süre bu ilgiyi sahnede tutabilmek kolay sanıldığının aksine çok zor bir uğraştır.
Çocukların hayal dünyasını sadece söz ile yakalayamayız. Bunun için ses ve hareket de kullanılmalıdır. Ne yazık ki Türkiye’deki çoğu oyun söz üstüne kurulmaktadır. Çocuklara kelimeler dikte edilmektedir. Çocuğun ana fikri çıkarmasından ziyade ana fikir çocuğa oyunun sonunda sunulmaktadır. Çünkü söz yanında diğer materyaller kullanılmazsa söz yeterli olamamakta ve aktarımdaki yetersizlik direkt söyleyerek ya da dikta ederek giderilmeye çalışılmaktadır. Brezilyalı yazar Agusto Boal imgelerin gücünü şu şekilde açıklamıştır: ‘’Bir resim binlerce kelimeye renk verir. Kelimelere olan aşırı güvenimiz, temel konuyu aydınlatmak yerine şaşırmamıza ve karıştırmamıza neden olabilir. İmgeler gerçek duygularımıza hatta bilinçaltı duygularımıza kelimelerden daha yakın gelebilir.‘’2 Ayrıca imgeler sanatın dayandığı noktadır. Yani farklı bakış açıları sözlerden çok hareket ve müziğin yarattığı imgelerden doğar. Hayal gücünü canlandıran, oyunun ana fikrinden yola çıkarak seyirciyi bir nokta daha fazla düşünmeye götüren imgelerdir. Bu yüzden çocuk oyunlarında sadece dikte edilen ana fikrin değil, yaratıcı ve sanatsal düşünceye görünen imgelerin de bulunması önemlidir.
Çocukların eğitici ve sanatsal tiyatro ile tanışması çok önemlidir. Çocukları sanatla özellikle de tiyatro ile tanıştırmanın en eğlendirici yollarından biri de çocuklar için olan yaratıcı dramalardır. Eskiden kurslar ile ulaşılabileceğiniz bu aktivite artık devlet okullarında da alabileceğiniz seçmeli bir ders haline geldi.
Yaratıcı drama nedir? Soruyu kısaca cevaplamak yaratıcı dramanın önemini anlamak için gereklidir. ‘’Yaratıcı drama, liderin yönettiği, canlandırma yolu ile insan tepkilerinin yansıtıldığı doğaçlama bir tiyatro türüdür. Yaratıcı dramanın bileşenleri arasında hayal etme, konsantrasyon, algı, duygusal bilinç, hareket, iletişim halinde olma ve diyalog yer alır.‘’3 Yaratıcı dramanın en önemli özelliği amacın oyun ortaya çıkarmak değil öğrenmek olmasıdır yani sanatsal bakışı, grup dinamiğini vb gibi öğrenmek. Karl Jaspers ‘ Felsefe, yolda olmaktır demiş. ‘’ Yaratıcı dramanın da bir yolda olma uğraşı olduğunu söyleyebiliriz.
Yaratıcı dramanın okullarda yer alması çocukların sanat ile tanışması ve sanat disiplinine sahip olması için çok önemli bir başlangıçtır. Çünkü yaratıcı dramanın harmanladığı sanatsal bakış, grup olma bilinci, grup üyelerine saygı, yaratım sürecindeki sabır, farklılıkların bir arada uyum içinde sergilenmesi vb gibi kavramlarla çocukların erken yaşlarda tanışması önemlidir. Çocuk bu şekilde öğrendiği kavramları hayata daha hızlı geçirmekte ve daha kalıcı bir şekilde kullanabilmektedir. Yaratıcı drama, özellikle yaratıcı düşünme ve iletişim kurma becerisini geliştirmektedir. Bu yüzden de her çocuğun katılması gereken bir aktivitedir. Son dönemde tüm dünyada bireyciliğin ve iletişimsizliğin yaygın olduğunu düşündüğümüzde, çocukların yaratıcı drama ile hem gündelik hayattaki sorunlarını daha iyi ifade edip çözüm bulacağına hem de gelecekte daha iyi bir iletişim kuracaklarını görebilmek umut vericidir.
Çocukların erken yaşta sanat ile tanışması çok çok önemlidir. Çünkü sanat ile erken yaşta tanışan çocuklar sanatı hayatlarındaki bir disiplin haline getirebilmektedir. Sanatsal yaratıcılığın bir yetenek olduğunu söyleyebiliriz ve her bireyde olamayacağını düşünebiliriz. Ancak sanatsal bakış açısı bir yetenek değildir. Bilgi birikimi ile oluşturulabilmekte, iyi örnekler ile geliştirilmektedir. Bu yüzden çocukların ticari oyunları değil de eğitici-sanatsal oyunların örneklerini izlemeleri çok önemli bir durumdur.
Yazımıza çocuk oyunları ile başlamıştık ve çocuk oyunlarına dair temennimiz ile bitirelim: Çocuklar nitelikli oyun ve niteliksiz oyun ayrımı yaparla . Hatta büyüklerden çok daha acımasızlardır. Çocuklarımızın sanatla özellikle tiyatro ile doğru iletişim kurmasını istiyorsak öncelikle nitelikli örnekler ile çocuklara sanatın kapısını açmalıyız. Sanatın gündelik hayattaki sorunları çözme ve bir disiplin yaratıp bu bakış açısı ile bakma gücünü hiçbir zaman göz ardı etmemeliyiz. Bu yüzden yaratıcı dramanın okullarda olması çocuklarımız açısından sevindirici, sanatsal bakış açısını yaratabilmek için önemli bir adımdır.
Dipnotlar:
1. http://www.egitimsen.org.tr/ekler/f3353ae5ec3277f796cff95211bed3e_ek.pdf
2. Oyuncu ve oyuncu olmayanlar için oyunlar – Agusto Boal – Bütek
3. http://www.sharylandisd.org/cms/lib/tx21000378/centricity/domain/467/chap04.pdf