Jaguar

Rabia Aslan
Jaguar

Jaguar

Burcu Urgut

Mor bir solucan gibi
Durmadan sana gelmeye çalışıyordum
Zamansızlığın içinden
Beni kovaladığını unutup üzerimden atlayan o korkunç  jaguarın arkasından
Yere yapışmış parçalanmaktan son anda kurtulmuş biri olarak
Nefes nefese kulemi düşünüyordum
Tam bu saatlerde hava karamak üzere ve etrafında kimler var
Bütün yırtıcı hayvanlar arasında çekilmiş son fotoğrafım elden ele dolaşırken
Ejderhalar alevlerini üzerime üflemek üzere biriktirirken
Ben geçen sene tatilde kaybolan sarı bikinimin üstünün apartman numaram değiştiği için eski adrese göre gönderileceğinin ve öyle bir numara olmadığı için ikinci defa kaybolacağının üzüntüsünü yaşıyordum ki
Hayalimde ağzında kayıp sarı nesne ile üzerime doğru koşan bir aslan belirdi
Dünyanın bütün yırtıcı hayvanları ve tehlike adına ne varsa arkalarına alarak peşime düşmüştü
Ve ben de senin peşindeydim
Dolayısıyla aslında beni gözden kaçırıp seni yok edebilirlerdi ki
İsabet alabilmesi daha büyük varlığın
Varlığın ve bir camekanın ardından gördüğüm sırtın, dik duruşun ve uzun boyunun uzun boynuna sardığın fuların uçuşan ucundan burnuma dolan kokun
Sanki ardında olduğunu fark etmiş gibi dönüp bir anlığına bana bakışından hafızama kazınan o mükemmel tasarlanmış yüzün ve
Tam simetrik olarak iki yanağına kondurulmuş
Diğerlerinde komik görünebilecek
Ama sende seni sen yapan iki aynı büyüklükte ve renkte ben
Herhangi bir nesneye bile iki siyah simetrik nokta konulsa sen olacak kadar da önemsiz
Ama beni peşine düşüren
Düşürdükçe düşüren
Bu iki ben
Peşimdekilerin peşindekilerle birlikte hep aynı yöne doğru senin ardından
Her biri diğerinden farklı bir amaçla önündekinin arkasında ve arkasındakinden habersiz
Bir yerlerden bir yerlere doğru durmadan gidiyorduk
Sen nelerin peşindeydin
Elimde bir eskiz iki yanağında iki siyah ben
Bu unsur belirleyici olmaktan öte
Koca şehirde seni bulabilmeme yardımcı olabilecek büyük bir şanstı
Seni ilk ve son kez gördüğüm o camekanın yanında yöresinde
Bulamayınca şehrin bütün aynı amaca yönelik camekanlarında
Önce ana caddelerde
Sonra ara sokaklarda
Sonra birkaç yardımcı tutarak
Yardımcıların çalışmalarını kontrol etsinler diye başkalarına da bulaşarak
Ciddiyeti ve kuşkuyu artırarak konuya aileden hatırı sayılır septikleri de alarak
Küçük çapta bir arama ordusu kurarak
Kılı kırk yaran bu dikkatli adamların derin araştırmaları ve ihtimaller üzerinden yapılan ince hesaplardan
Görüşülen milyonlarca kişiden yakalanan bir ip ucuyla
Amansız ve heyecan verici bir takiple
Aksiyon dolu sahneler ve olağanüstü gayretlerle
Polis hastane güvenlik kameraları kayıtları ile değil
Gayet sıradan bir tesadüfle
Manavdan meyve alırken aynı elmaya uzanmamızla kendiliğinden buldum seni
Mevsimli mevsimsiz ve tamamen hormonlu rengarenk iç açıcı meyve tezgahının mavi örtüsünün altından sarkan siyah parlak kuyruklu yaratığın ürkütücü sesini de ilk kez o anda fark ettim
Han’fendi hayvan sizin mi diyen ve yüzünü her gün gördüğüm manavın ilk defa duyduğum sesinin de benim sesimin aynısı olduğunu ilk o anda fark ettim
Bir hayvanım olmadığı için soruyla ilgilenmedim
Ben sana bıraktığım elmanın akşam belki birlikte yeriz de
Koparmadan soyduğumuz kabuğunu yastığın altına koyarız
Sonra rüyamızda evleneceğimiz insanı görürüz derken
Oradan iki yanağı iki siyah benli ikiz çocukları kucağıma almıştım ki
Hayvan dedi manav adeta bağırarak
Onu dışarı çıkarın dükkanı dağıtacak
Eğilip mavi çuval örtüyü kaldırdım
Ki bir kedi ya da köpek yavrusu olsa alacaktım
Kırmızı gözlü zifiri karanlık ve korkunç bir jaguarla göz göze geldim
Delicesine hırlıyordu
Hayatımda böyle ürkütücü bir ses duymamışken
O hırlamalarını yükselterek çevik bir hareketle kalktı gerindi ve üzerime atlamak için zarif bir hamle yaptı
Ve atladı kardeşlerim
O çivi gibi sipsivri çok güçlü ve sapsarı dişleri
Korkunç  sıcak ve ıslak nefesiyle beni birkaç hamlede dakikalar içinde sindirip koşarak olay yerini terk edebilir hatta ilerideki parka kemikli ve kumaş parçalarıyla karışık dışkı olarak beni bırakabilir
Ailem oraya adıma bir hayrat yaptırıp
Birkaç dilden hikayemi hayratın üzerine yazdırabilirdi
Ama jaguar
Manavın köpek esnafın maymun sandığı bu yeryüzünün en güçlü ve en korkulası hayvanı
Elimden düşen poşetten yerlere saçılan meyvelere ve özellikle de dağılıp bin parçaya bölünen kıpkırmızı narlara uzun uzun baktıktan sonra üzerimden kalkıp adeta ışık hızıyla ortadan kayboldu
Ufka doğru bakakalan bizler birkaç dakika daha duyduk kükreyişini
Sesi bir süre kalakaldı mahallede
Elma ve sen gitmiştin
O pervasız hayallerim de
Bunu  geç de olsa anladım ki izini yeniden kaybettim
Ertesi gün eskizinle birlikte manava gittim
Jaguarı tanımayan manav seni basit bir eskizden çıkardı
Bizim ….Bey ….Palas’ta oturur
Dünkü hayvandan bir haber var mı diye sordu hatta büyük ciddiyetle
Birden orada onlarca meraklı toplandı ve olayı hararetle üç kişi dinleyen farklı yedi kişiye abartarak ve tamamen birbiriyle alakasız olayları da içine katarak yüksek heyecanla
Tükürükler saçarak
Yer göstererek
Bir ben bir jaguar olup canlandırmalar yaparak anlattılar anlattılar
Benim gittiğimi fark ettiklerini sanmıyorum
Ertesi gün …. Palas’ı bulmaya giderken geçtiğim manavın değişen tabelası dikkatimi çekmişti
Caguarlı Manavı
İşler yolunda gidiyordu ve beklenmedik bir hızla ilerlediği için beni kuşkulandırıyordu
Nereden geldiği belirsiz mahalleye inmiş bir jaguarın manav tezgahının altından çıkıp üzerime atlaması değil de
Sokak sokak bilmem ne palası arayamayacağım için muhtarı akıl etmem ve bu saatte muhtara ulaşıp ulaşamayacağım heyecanlandırıyordu beni
Ona ulaşmak bu kadar önemliyken muhtarı yerinde bulamayınca
İki yıldır yıkanmadığı için kalın perdeleri çıkarttığım halde fark edilmeyen siyaha dönmüş beyaz perdelerimi makinaya attım
Perde kimyasalı almaya markete çıkarken yanıma eskizi aldım yine
Anahtar para eskiz ayakkabı koşarak indim basamakları
Kimyasalı aldım kasiyere eskizi gösterdim
Caguarlı Manavı’nı işaret etti
O her eve girer çıkar
Bilse bilse o bilir
Tekrar manava döndüm
Çırak götürür dedi
Çırak memleketi olan doğuda bir köye düğüne gitmişti
Hayat memat meselesi diyerek telefonunu aldım
Arkamdan espri bile yaptı kükreyerek
Hayvan sizin mi abla?
Kimyasalı makineye koydum
Su şiddetle tazyikle makineye hucüm etti
Kase dönmeye başladı
Çırak ilk aramama cevap vermedi
Bir süre bekleyip tekrar arayacaktım ki
Ezanı bitiren hoca boğazını temizledikten sonra
İsmimi vererek mahallemizi cesurca bir canavardan kurtardığımı ve olayın hayırlısıyla atlatılması vesilesiyle ve bir bela savuşturucu olarak benim adıma cami derneği tarafından akşam namazından sonra bir mevlit okuyacaklarını ilan ederek tüm mahalleyi ve özellikle beni adımı sürekli tekrarlayarak davet etti
4 yıldır yaşadığım bu evde camların hiç silinmediğini fark ettim
Yan komşumu bile tanımazken cami minaresinden haykırılan ismimi duydum
Camları sildim
Çırağı yeniden aradım
Fondan çılgınca halay çektiğini düşündüğüm bir garip uğultulu eğlencenin ortasında dikili halde kalakalmış  ve muhtemelen siyah beyaz çizgili gömlek giyen çırağa
Manavın adını belirterek eskiz gösteremediğim için yanak benleri tarifiyle birini aradığımı söyledim
Yalnız bunu söylerken sesim öylesine kılıktan kılığa girdi ki
Ağlamaklı sonra dalga geçer sonra yalvarmalı ardından neyse o zaman der gibi
Kendime küfredip kapatmayı seçtim
Perdeleri asarken gülmekten merdivenden düştüm
Kolumdaki o büyük acıyla evimin hemen yanındaki hastaneye koştum
Kırılsa duramazdın dedi doktor
Nerede duramazdım deyince de gözlüklerinin üstünden kötü bir bakış attı
Sardı sarmaladı ayrılırken akşamki mevlide gidip gidemeyeceğimi sordu
Hemşire ve güvenlikler etrafımda toplanıp korktunuz mu’lu ya hâlâ buralardaysa’lı geçen gece bizim apartman görevlisi çöp atarken gene görmüş’lü bir sürü ses yükseldi ve oradan uzaklaştığımı fark bile etmediler
Mevlide gitmeli miydim
Tek düşüncem bu olmuştu
Ve tabi akşam yemeği
Köşedeki lokantadan paket servis bir şeyler alırken garsonlar ve müşteriler arasında bir fısıldaşmadır başladı
Kolunu mu ısırmış hayvan dedi meraklı bir teyze
Isırsa duramazdı dedi öteki
Nerede duramazdı dedi kızı ötekinin kızı
Lokantanın sahibi geçmiş olsun abla sen yaralı halinle bekleme ben göndertirim dedi saygıyla
Haftada beş gün yemek yediğim halde bu nazik patronu başka yerde görsem tanımazdım diye düşünüp kendimi biraz mahcup hissettim
Olur deyip arkamı dönmemle
Jaguarlı ablanın adresini al dedi garsona
Döndüm bir de salata dedim
Soğanlı mı dedi
Mevlide gideceksem soğan yememeliydim
Soğansız.
Gittim kardeşlerim
Birkaç ince fuları birbirine ekleyerek kafama sarmaladım
Tanınamaz hale geldiğimi düşünüyordum ki
Daha caminin bahçesinde manav ve hoca karşıladı beni
Arkalarında duruyordu
İki yanağında iki siyah ben
Ve bir hırıltı