Hevra

Bilge Demircan
Aynur, Hevra’da müzik coğrafyasının sınırlarını kaldırıp içindeki salt insanı ortaya atıyor. İspanyol besteci ve gitarist Javier Limon ile kurduğu bu yeni dil aracılığıyla dinleyiciye kardeş bir gökyüzü vaat ediyor. Dimağlarda çok sesli bir renk örgüsü yaratıp geniş kanatlı pencereler açıyor.

Bilge Karasu, Ne Kitaplı Ne Kitapsız adlı denemesinde “serendipity” kavramından söz açar. Şöyle der Karasu: “18. yüzyılın ortalarından bu yana 'Serendipli Üç Şehzade' masalından yola çıkarak türetilmiş bir sözcüğü var İngilizcenin: Serendipity; aranmakta olmayan değerli/hoşlanılır bir şeyin insanın karşısına çıkıvermesi anlamında kullanılan… Serendip yağmuru benim de tarlama yağmıştır ara ara.” Kadıköy’de hayatın akıp gidişini izlediğim bir gün, yakın bir arkadaşıma armağan bakmak için girdiğim kitapçıda birden belirdi Hevra. Ara ara Karasu’nun tarlasına yağan Serendip yağmuru o gün Kadıköy’e de uğramıştı… Aynur’un kendi bestelerinin yanında geleneksel müzik düzenlemelerinin de olduğu albümü tek solukta dinledim. Hevra, başta Javier Limon olmak üzere, Charlie Mendes, Roberto Rodrigues, Bandolero, Cemil Qoçgirî, Fardin Lahurpour, Kinan Azmeh, Yasin Boyraz, Saul Quiros, Abdul Sharif, Ariadna Castellanos gibi dünya müziğinin önde gelen müzisyenlerinin de desteği ile geniş kara parçalarına sesleniyor. Aynur, Hevra’da müzik coğrafyasının sınırlarını kaldırıp içindeki salt insanı ortaya atıyor. İspanyol besteci ve gitarist Javier Limon ile kurduğu bu yeni dil aracılığıyla dinleyiciye kardeş bir gökyüzü vaat ediyor. Dimağlarda çok sesli bir renk örgüsü yaratıp geniş kanatlı pencereler açıyor.

Albüm on parçadan oluşuyor. İlk dinleyişimde “Derya Kenarına Bir Ev Yapmışam” ve “Min Digo Melê” düzenlemeleri, bir de söz/müziğin Aynur’a ait olduğu “Diyarbekir” dikkatimi en çok çeken parçalar oldu. “Derya Kenarına Bir Ev Yapmışam” çoğu kulağa misafir olmuş, sıkça bilinen bir Sivas türküsü. Aynur’un yorumu, bitime yaklaşana kadar parçanın alışılagelmiş halinde seyrediyor. Saul Quiros’un flamenko seslerinin eklenmesi ile parça başka bir yöne doğru keskinleşiyor. Aynur ve Quiros’un sesleri birbirine karışıyor, dağlardan, tepelerden inen bir düzlük oluyor… “Min Digo Melê” Karakoçan yöresine ait. İnişli-çıkışlı müziği kadar sözleri ile de dikkat çekiyor: “Yarimin adı Melektir/ İnce belli gür saçlıdır/ Yağmur yağar berekettir/ Evimizin önünde birikir. Yağmur yağdı yer ıslanmadı/ Sen benimdin ama nasip olmadı. / Bu dünyada çok yar gördüm. Senin üstüne yar sevmedim.” Aslına bakacak olursak parça yüksek tempoda ilerliyor. Yer yer dengeli düşüşler yaşansa da parçanın atmosferi coşku-tutku-başkaldırı üçlüsü çevresinde dönüyor. Hüzün bu üçlünün yanında silikleşiyor ama kaybolmuyor. Pes perdelerdeki donukluk bu duygunun daha çok yıpranmasına izin vermiyor... “Diyarbekir”in söz ve müziği Aynur’un yaratımı… Barış özlemi ile yazılmış. Şöyle dillendiriyor Aynur: “Büyümesin artık düşmanlık/ Kırılmasın anaların umutları.” Berkin’in, Ethem’in, Ali İsmail’in, Abdullah’ın, Ferit’in, Ceylan’ın, Alexis’in ve daha nice güzel yiğit analarının sesini duyuyor da hatırlıyorum: “Sesler eksilince gölgeler de eksilir, ışık az gelir, geldiğinde sabit, sıkıntılı, gitmek üzere bir misafir gibi durur, gider gibi durur.” Şimdi bir kez daha diyorum, kırılmasın anaların umutları!

Javier Limon’un Aynur üzerine söylediklerinin bütünleyici niteliğine dayanarak Javier’in ekspoze ettiği cümlelerle tamamlıyorum yazıyı. “Müzik dünyasında artık yeni ve farklı keşiflerle giderek daha az karşılaştığımızı düşündüğümüzde, Aynur hali hazırda dünyanın en etkileyici seslerinden biri olarak karşımızda duruyor. Aynur evrenin derinliklerinden çıkıp gelen bir alev, insan hafızasındaki en eski seslerden biri gibi ruhumuzu derinden yakıyor, sesine eşlik eden enstrümanları aşıp her bir şarkısıyla bizi farklı dünyalara taşıyor. Aynur her ne zaman bir melodi duysa onu alıp sahipleniyor, bir başka güzelliğe dönüştürüyor. Onun sesiyle her nota, her ton, her kelime bir derinlik, ayrı bir güzellik kazanıyor. Aynur’un kendisi canlı müziği yüzyıllar boyunca sevmemin bir sebebidir.” Sesin hiç eksilmesin Aynur!