“Welleh cih tunneye.” Otomatik kapı kapanıyor. Minibüse binemeyenler arkamızdan bakıyorlar. Yanımda yalnız seyahat eden bir başka kadın var. Daha araba hareket etmeden şoför bizi birbirimize uygun görmüş, kadın kapının önünde boş koltuklara göz gezdirirken beni işaret ederek “o da yalnız, beraber oturun” demişti. Siverek yolunu yarılıyoruz. Ben, müzik çalarımın şarjı bittiğinden mahzun dışarıyı seyrediyorum. Senaryoma katkısı olsun diye gördüklerimi aklımda tutmaya çalışıyorum. “köpek” , “lastik”, “tren”, “erimiş lastik”, “köpek yola yapışmış” Yanımdaki kulaklıkta acıklı şarkılar çalıyor . “Öyle deli gibi esme başım…” Kadın burnunu çekiyor. Dışarı bakıyorum. “bozkır”, “taş”. Minibüsün kliması hırıltılı. “boz-” “-kır”. Sıcaktan kavrulmuş sarı ...