Hesabı ödedi ve dışarıya doğru adımladı, kapıda cebindeki sigara paketini çıkardı, paketi yokladı, boş olduğunu anlayınca paketi buruşturdu ve yan taraftaki çöpe bıraktı. İlerideki bakkala doğru yürümeye başladı. Keyfi yere düşmüş ve tekmeleyerek ilerliyormuş gibi bir hali vardı. Başı hep yerdeydi. Köşedeki manavı geçince başını kaldırdı, etrafına bakındı. O birkaç saniye içinde lokantadan buraya geldiği sürede bir şeyler düşündüğünü hatırlıyor fakat ne düşündüğünü tam olarak çıkartamıyordu. Böyle vakitlerde, başka başka hayal ve düşüncelerden parça parça alınıp oluşturulmuş kaotik bir tablonun zihninin duvarına asıldığı olurdu, bir seçme şansı olurdu en azından fakat şimdi kocaman bir boşluk vardı, kendini bile seçemiyordu ...