Sabah erken kalktım. Bir kişiyi mahkemeye sevk ettim. Bir kadının, kız kardeşi tarafından, annesinin kendisinden kaçırılarak; gösterilmediğinden bahisle dem vurmasını dinledim. Senden sonra iki çay daha içtim. On üç lira harcadım. Bir alışveriş merkezi, bir resmi kurum gezdim. Bir çiçeğin resmini çektim. Bir asker bana tuvaletin yerini sordu. Bir düğüne gittim. Birkaç kişiyle telefonda görüştüm. Diş fırçası satın aldım... Sen ne yaptın... Hiç beni düşündün mü. Cuma günü göz göze gelmiştik hani; saçlarını arkadan toplamıştın. Ağaçların gölgelediği bankta oturmuştun. Sessizliği kesen bakışmamız olmuştu. Konuşsak bir daha susmayabilirdik; konuşturmadılar. Bir daha ayrıldık! Bir daha! Bir daha! Bir daha! Milyonlarca kez yazabilirim ...